Enerji Hukuku Tüketici Hukuku

Elektrikte Tüketiciden Tahsil Edilen Kayıp-Kaçak Bedelinin İadesi Mümkün Müdür?

Teknik kayıp olarak ifade edilen kayıp enerji, elektrik dağıtım sistemindeki hat ve trafo kayıplarıdır. Kaçak enerji ise teknik olmayan kayıp olarak ifade edilmekte olup mevzuata aykırı şekilde elektrik enerjisi kullanımından kaynaklanan kayıp miktarıdır. Teknik olmayan kayıplar büyük çoğunlukla elektrik dağıtım şebekesine yasal olmayan yollarla erişim sağlanması veya sayaçlarla oynanması yoluyla elektriğin kullanılması sonucunda oluşmaktadır.

Ülkemizde yüksek oranlarda kayıp-kaçak enerji sorunu bulunmaktadır. Kayıp-kaçak elektrik, aslında tüketicinin hiç kullanmadığı ve faydalanmadığı bir enerji olduğu halde elektrik dağıtımında bir maliyet unsuru olarak değerlendirilmekte ve faturalandırmaya esas bir bedel olarak nihai tüketiciden tahsil edilmektedir. Kayıp-kaçak bedellerinin tüketicilerden tahsiline ilişkin uygulama 2001 yılından bu yana devam etmekte olup tüketicinin, hiç yararlanmadığı ve bilhassa kaçak elektrik bakımından bir başkasının hukuka aykırı yollarla kullandığı kayıp-kaçak enerjinin bedelini ödemek mecburiyetinde bırakılması ülkemiz genelinde kayıp-kaçak bedelinin tüketicilerden tahsil edilip edilemeyeceğine ilişkin hukuki bir sorun ortaya çıkarmıştır.

6719 sayılı Kanun Öncesi Durum

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) 2001 yılında kurulmasından bu yana elektrik faturalarında yer alan dağıtım bedeli içerisinde tüketiciden tahsil edilmekte olan kayıp-kaçak bedeli, EPDK’nın almış olduğu Kurul kararı doğrultusunda 01.01.2011 tarihinden itibaren elektrik faturalarına ayrı bir maliyet kalemi olarak yansıtılmaya başlanmıştır.

Kayıp-kaçak bedellerinin tüketiciden tahsiline yönelik uygulamanın fiyatlandırma ve tariflere ilişkin usul ve esasları belirleme konusunda EPDK’ya kanun koyucunun verdiği düzenleme yetkisinin sınırını aşıp aşmadığı hususunda birçok hukuki uyuşmazlık ortaya çıkmış, elektrik dağıtım şirketleri tarafından EPDK’nın bu uygulaması doğrultusunda tüketicilere fatura edilen kayıp-kaçak bedellerinin iadesi için birçok tüketici tarafından yargı yoluna başvurulmuştur. Bu süreçte nihai olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 21.05.2014 tarih, 2013/7-2454 E. ve 2014/679 K. sayılı kararı ile; elektrik piyasasında tarife ve fiyatlandırma usul ve esaslarını belirleme yetkisi EPDK’ya verilmiş ise de bu yetkinin sınırsız olmadığına, elektriğin dağıtım faaliyeti sırasında gerçekleşen kayıplar ile hukuka aykırı şekilde enerji kullanımından kaynaklanan kaçak elektrik bedelinin dürüst tüketiciler üzerinde bırakılmasının hukuk devleti ilkesi ve adalet düşüncesiyle örtüşmediğine, bu uygulama ile her halükarda kayıp-kaçak bedelini tahsil eden dağıtım şirketlerinin kayıp-kaçağı önlemek üzere bir girişimde bulunma gereği duymayabileceğine, bu uygulama çerçevesinde tüketicilerin faturalarına yansıyan kayıp-kaçak bedelinin ne olduğunu denetleme imkanlarının olmamasının ve dolayısıyla hangi hizmet karşılığında hangi bedeli ödediklerini bilmemelerinin şeffaflık ilkesine aykırılık teşkil ettiğine kanaat edilmiş; bu kapsamda kayıp-kaçak bedellerinin tüketicilerden tahsil edilemeyeceğine karar verilmiştir.

6719 Sayılı Kanun Sonrası Durum

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, EPDK’nın sınırsız bir fiyat belirleme yetkisi olmadığı ve kayıp-kaçak bedellerinin tüketiciye iadesi gerektiği yönündeki kararı ile birlikte kayıp-kaçak bedelinin iadesine ilişkin adli yargı süreci tamamlanmıştır. Söz konusu karar, elektrik aboneleri için bağlı bulundukları dağıtım şirketlerinin kendilerine fatura etmiş oldukları kayıp-kaçak bedellerinin iadesi bakımından yargı yoluna başvurmalarına emsal teşkil etmiştir.

Tüketicilerin ödediği kayıp-kaçak bedellerinin iadesine ilişkin bu başvuruların önünü kesen gelişme ise 17.06.2016 tarihinde 6719 sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesi olmuştur. Bu kanun ile birlikte 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesinde değişiklik yapılarak EPDK’ya kayıp-kaçak bedellerinin faturalandırmaya esas bir bedel olarak tüketiciden tahsiline yönelik açık yetki verilmiş, kayıp-kaçak bedeli uygulaması yasal bir temele oturtulmuştur. Yapılan yasal düzenlemede kayıp-kaçak maliyetlerinin EPDK tarafından tespit edilen hedef oranları geçmemek üzere dağıtım tarifelerinde yer alacağı ve tüketicilere yansıtılacağı belirtilmiştir. Böylece Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun fiyat belirleme hususunda EPDK’nın sınırsız bir hak ve yetkisi olmadığına ilişkin gerekçesi ortadan kaldırılmıştır.

Kanun koyucu tarafından 6719 sayılı Kanun ile Elektrik Piyasası Kanunu’nun 17. maddesinde yapılan değişiklik ile kayıp-kaçak bedellerin tüketiciye iadesinin yolu kapatılmış ise de, söz konusu mesele hükmün Anayasa’ya uygunluğunun denetlenmesi bakımından iptal ve itiraz başvuru yolları ile Anayasa Mahkemesi’ne taşınmıştır. Anayasa Mahkemesi’ne yapılan iptal taleplerinin gerekçesinde; 6446 sayılı EPK’da yapılan ilgili değişiklik ile esasen tüketicinin sorumluluğunda olmaması gereken kayıp-kaçak bedellerinin tüketiciden tahsili yönünde yasal zemin meydana getirildiği, kanun koyucu tarafından dağıtım şirketlerinin mali yükümlülüklerini ortadan kaldırmak istendiği, sorumluluğun şahsiliği ilkesi gereği tüketicilerin sadece tükettiği ve yararlandığı elektriğin bedelini ödemekle mükellef olduğu, elektrik enerjisi nakledilirken oluşan teknik kayıplar ile başkaları tarafından hırsızlık yolu ile kullanılan kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan dürüst tüketicilerden tahsil edilmesinin hukuk devleti ve adalet ilkelerine uygun düşmediği, teknik kayıpları önlemek için gerekli teknik ve sistemsel yatırımları yapmak ve kaçakları engellemek için kaçak elektrik kullananları takip etmek, gerekli tedbirleri almak gibi hususların dağıtım şirketlerinin sorumluluğunda olduğu, konulan kuralın dağıtım şirketlerinin kayıp ve kaçağı önlemek amacıyla gerekli tedbirleri alma çabasını azaltacağı, düzenlemenin belirsiz nitelikte olduğu, kamu yararının gözetilmediği ve tüketiciler bakımından ekonomik engeller oluşturduğu belirtilmiş ve düzenlemenin Anayasa’nın 2.,5.,10., ve 172. maddeleri kapsamında sosyal hukuk devleti ilkesi, adalet anlayışı, eşitlik ilkesi ve devletin tüketicilerin korunması görevine aykırı olduğu öne sürülmüştür. Anayasa Mahkemesi yapmış olduğu inceleme neticesinde, 28.12.2017 T. ve 2016/150 E. – 2017/179 K. sayılı kararı kapsamında iptal talebine konu olan kanun hükmünün Anayasa’nın 2.,5.,10.,48.,167. ve 172. maddeleri ile uyumlu olduğu kanaatine varmış ve iptal talebini reddetmiştir.

Sonuç

Yukarıda izah edilen yargısal süreçle beraber kayıp-kaçak bedellerinin tüketiciden tahsiline ilişkin olarak tüketiciler ile dağıtım şirketleri arasında çıkması muhtemel hukuki uyuşmazlıklar bertaraf edilmiş olup tüketicilerin bu hususta yargı yoluna gitmesinin önü kapatılmıştır. Halihazırda EPDK’nın 23.07.2019 tarihinde yapmış olduğu açıklama akabinde “kolay fatura” uygulamasına geçilmesiyle elektrik faturalarında tüm maliyet kalemleri “enerji tüketim bedeli” adı altında tek bir kalemde toplanmakta olup tüketicilerden tahsil edilen kayıp-kaçak bedeli ayrı bir fatura kalemi olarak gözükmese de faturalara yansımaya devam etmektedir.

 


Bu yazı yalnızca bilgilendirme amaçlı olarak yayınlanmış olup, tüm hakları ALKAN & HÜNKAR HUKUK VE ARABULUCULUK BÜROSU’na aittir. Hak kaybı yaşanmaması adına tüm iş ve işlemlerin bu alanda faaliyet gösteren avukatlardan hukuki destek alınarak takip edilmesini önemle tavsiye ederiz.